18 Mayıs 2013 Cumartesi

Çanakkale

ÇANAKKALE HAKKINDA

Çanakkale, Türkiye'nin kuzeybatısında, topraklarının büyük bölümü Marmara Bölgesi sınırları içinde kalan, Asya (Anadolu) ve Avrupa (Trakya) kıtalarında toprakları bulunan, kendi adını taşıyan boğaz ile ikiye bölünmüş Trakya'da İstanbul'dan sonraki en büyük ildir.
Öne Çıkan Gezi Bölgeleri, Gelibolu yarımadası, Truva, Çanakkale Merkez, Assos ve çevresi, Gökçeada, Bozcaada


Anadolu'nun en batı noktası olan Baba Burnu ile Türkiye'nin en batı noktası Gökçeada'daki İncirburnu Çanakkale sınırları içindedir. Ege Denizi'nde Türkiye'ye ait en büyük adalar, Bozcaada ve Gökçeada, Çanakkale iline bağlıdır. Çanakkale, merkez ilceyle beraber 12 ilce, 22 belde ve 565 köyden oluşmaktadır.  Merkezden sonra en büyük ilçe Biga'dır. İlin en küçük ilçesi Bozcaada'dır. Adaların nüfusu yazları iki katını aşsada kışın yerlilerden başka yaşayan kalmaz.

Çanakkale ilinin topraklarının bütününe bakıldığında, üzerinde kurulmuş olduğu yarımada Biga Yarımadası olarak adlandırılır. İl içindeki en kayda değer yükselti Biga Dağları'dır. Biga adının bu denli çok kullanımının sebebi, Cumhuriyet döneminden önce , Osmanlı idarî sisteminde Sancak'ın Biga ilçesi olmasıdır. Yani ilin eski merkezi Biga olup, Cumhuriyet döneminde, kazanılmış olan başarılardan dolayı ilin ismi ve merkezi Çanakkale olarak değiştirilmiştir. İlin isminin kökeni yörede çok gelişmiş olan çanak - çömlek zanaatine dayanır. Şehrin iki simgesi hâline gelen Kale-i Sultaniye ile çanakçılık özdeşleşince de şehir Çanakkale olarak adlandırıldı.
Gelibolu Yarım Adası
 
Saros Körfezi
Ege Denizi'nin kuzey doğu kesiminde yer alan Saros Körfezi; güneyde Gelibolu Yarımadası, kuzeyde Trakya kıyıları arasına yaklaşık 60 km. kadar sokulan üçgen biçimli bir girintidir. Kuzey ve güneyde jeomorfolojik açıdan yalı yarlı ve düzenlenmiş kıyılarla çevrili olan körfezin giderek daralan doğu ucunda Kavak Deresi’nin (Antik Melas) yığdığı alüvyonlarla kaplı bataklık bir ova (Kadıköy-eski Evreşe ovası) yer alır. Araştırmalara göre Kuzey Anadolu fay hattının uzantısı olan iki kırık arasında çökmüş bir graben alanı sayılan körfez, bazı araştırmacılara göre de gerileme ve açılma sonucunda oluşmuştur.
Derinlik şartları asimetriktir. Trakya kıyılarında genişliği 10 km'yi bulan ve derinliği 90 metreyi geçmeyen bir şelf alanı uzanır. Bu alanın doğusunda yerleşilmemiş birkaç küçük ada (Eşek adaları) vardır. Gelibolu Yarımadası kıyıları önünde şelf yoktur ve aniden 500 metreyi aşan derinliklere geçilir. Düztabanlı bir oluk görünümündeki bu derin kesim, batıya doğru Gökçeada ve Semendirek Adası arasında derinliği 1000 metreyi aşarak uzanır.
Ege Denizi’nin en tuzlu kesimlerinden birini oluşturan Saros Körfezi’nde karmaşık girdaplar çizen akıntılar görülür. Bu akıntılar nedeniyle de Saros kendi kendini temizleyen bir körfez konumundadır. Dünya'da kendi kendini temizleyerek temiz kalan beş körfezden biri olduğu ileri sürülür. Suların yüksek oksijen içeriği ve körfeze dökülen akarsuların getirdiği bol besin tuzları nedeniyle tür bakımından zengin önemli bir balıkçılık alan olan Saros Körfezi’nin her iki kıyısında da yazlıklar ve turistik kuruluşlar bulunmaktadır. Özellikle dalmayı seven deniz tutkunlarının gözde dalış yerleri arasındadır.

Gelibolu Yarımadası Milli Parkı
Çanakkale ili sınırları içerisinde, Gelibolu Yarımadası'nın güney ucunda, Eceabat ilçesinin hemen hemen bütününü kapsayan ve Çanakkale Boğazı'nın Avrupa yakasında 33.000 hektarlık bir alanı içeren büyük bir parktır. 1973'te kurulmuş ve Birleşmiş Milletler Milli Parklar ve Koruma Alanları listesinde yer almaktadır.
I. Dünya Savaşı Çanakkale Deniz ve Kara Muharebelerinin yapıldığı yerler Gelibolu Yarımadası içerisindedir. Ayrıca batık gemiler, toplar, siperler, kaleler ve burçlardan ve savaşla ilgili yüzlerce başka kalıntıdan oluşan geniş bir yelpazenin yanı sıra 60.000'i aşan Türk şehidinin ve yine 250.000'i aşan Avustralya, Yeni Zelanda, İngiliz ve Fransız askerlerinin savaş mezarları ve anıtları buradadır.
Muharebe alanları, savaş mezarları, anıtlar ve savaşla ilgili kalıntılar "tarihi sit alanı" ve "kültürel varlık" olarak tescil edilmiştir. Ayrıca MÖ 4000 tarihine dek giden birçok "Arkeolojik sit alanı ve anıtı" vardır. Çok çeşitli "doğal sit alanları ve anıtlar" içerisinde ise kumsallar, koyaklar, Akdeniz çalıları(maki) ile karışık koru parçaları, çarpıcı görünümlü jeolojik ve jeomorfolojik oluşumlar, bir tuz gölü(yakın zamana kadar bir kıyı gölüydü) ve 15. yüzyıl askeri mimarisinin eşsiz örneklerini içeren ilginç bir "kültürel miras" kolleksiyonu vardır.

Kilitbahir Kalesi
Kilitbahir Kalesi, 1452'de İstanbul kuşatması esnasında Papalık Donanması’nın Bizans İmparatorluğu’na yardım etmesini önlemek amacıyla Fatih Sultan Mehmet tarafından Çanakkale'nin karşısındaki Kilitbahir köyünde yaptırılmıştır. Kale, iç ve dış sur duvarlarından ve avlu içinde 7 katlı üçgen bir kuleden oluşmaktadır. İç kale 7 katlıdır. Daha sonra ilk kez 1541 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından restore edilmiş, bu restorasyon esnasında güney kısmı çevreleyen bir sur duvarıyla dış uçta bir kule (Sarıkule) inşa edilmiştir. Kale, 1870 yılında Sultan Abdülaziz tarafından ikinci kez restore edilmiştir. Kuzey bölümünün orijinal dış deniz duvarı günümüzde yoktur. Bu bölümün kuzey parçası 1893-1894 yıllarında II. Abdülhamit tarafından yeniden inşa ettirilmiştir. Dış sur duvarları (dış kale) 4 m, ikinci dış kale 18 m, iç kale 30 m yüksekliğindedir. Duvar kalınlıkları 4-6 m arasındadır. Deniz duvarlarının güney kısımları top mazgalı olarak kullanılmıştır. Kale, tümüyle kaba yontulmuş taşlarla inşa edilmiştir. Açıklık kısımları kiremit kemerli olup, kapı ve pencereler beyaz mermerden yapılmıştır. Kale, Çanakkale Savaşları’nda çok önemli rol oynamıştır. Bu kale, 14 Kasım 1980 tarihinde Kültür Bakanlığı tarafından “Korunması Gereken Kültürel Varlık” olarak tescil edilmiştir.
Çanakkale Merkez
 
Çimenlik Kalesi
Çanakkale’nin varoluş nedeni, boğaz kenarındaki Kala-i Sultaniye günümüzdeki adıyla Çimenlik Kalesi’dir. Kaleyi, Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettikten sonra 1462 yılında yaptırmıştır. Piri Reis, Kitab-ı Bahriye’sinde kitabını burada tamamladığından bahseder.
Kale, kare planlı bir iç kale ve dış kaleden meydana gelmektedir. İç kalenin girişine konulan antik mermer koltuğa Fatih Sultan Mehmet’in oturarak askerlere hitap ettiği söylenir. Kalenin dış duvarları 100×150 m. ölçülerindedir. Surların yüksekliği 11 metredir. Surların üzerinde köşelerde ve aralarda dışa taşkın olarak 9 adet burç bulunmaktadır. Kalenin deniz tarafındaki suru III. Selim zamanında yıktırılmış yerine o günün silah teknolojisine uygun olarak top platformları ve cephanelikler yaptırılmıştır. Çanakkale Savaşları sırasında 4 adet top kalede savunma görevi yapmıştır. 18 Mart 1915 günü kale özellikle İngiliz gemisi Queen Elizabeth’in yoğun saldırılarına mağruz kalmış ve zarar görmüştür. Günümüzde Deniz Müzesi’nin bir bölümü olarak hizmet vermektedir.

Çanakkale Deniz Müzesi
Çanakkale Deniz Müzesi 1927 senesinde inşa edilen, erken Cumhuriyet dönemi mimari izlerini taşıyan eski bir askeri binanın müzeye çevrilmesi ile oluşturulmuştur.  Binanın ana girişine konulmuş Osmanlıca iki kitabeden sağdakinde "Müteahid Nafiz Nuri Mühendis 1927" ve soldakinde de "Mimar Arif Süleyman 1927" yazmaktadır. İlk olarak Müstahkem Mevki Komutanlığı, ardından Deniz Birlikleri Komutanlığı ve Askerî Lojman olarak kullanılmış olan bu bina, 1982 senesinde Resim ve Fotoğraf Galerisi olarak müzeye çevrilmiştir. Günümüzde binanın zemin katında mayınlar sergilenmektedir. Birinci katında ise, 18 Mart 1915 Deniz Zaferi'nin canlandırıldığı boğaz maketi, döneme ait fotoğraflar, gene döneme ait üniformalar, bayraklar, silahlar ve askeri malzemeler sergilenmektedir. İkinci katta ise, dördüncü dönem asker ressamlardan Mehmet Ali Laga'ya ait 97 adet kara kalem ve sulu boya tablolar sergilenmektedir.
Müzenin bahçesi ve Çimenlik kalesi'nin bahçe bölümlerinde çeşitli savaş malzemeleri, toplar açık alanda sergilenmetedir. Ayrıca sahil kesiminde bulunan Nusrat Mayın Gemisi'de müzenin gezilebilir bölümleri arasındadır.
 
 
Aynalı Çarşı
Aynalı Çarşı, (ya da Halyo Çarşısı) Çanakkale'de bulunan kapalı çarşı. 1890 senesinde şehrin Musevi cemaatinin ileri gelenlerinden Eliyau Hallio tarafından yaptırılmıştır. Kapı kitabesinin üzerinde Osmanlıca ve İbrani Harfli Ladino iki yazı bulunmaktadır. Osmanlıca olan yazıda çarşının "Adülhamid Han-ı Sani El Gazi (II. Abdülhamit) efendimizin saye-i ihsaniye ve riayetperverîlerinde tebaa-yı sadıka-yı Museviyye'sinden Elya Halyo bendeleri" tarafından yaptırıldığı ifade edilmiştir. Ladino olan kitabede ise çarşının Yahudi Takvimi'ne göre 5650 yı lının Tişri ayında "Sultan İkinci Abdülhamid'in saltanatının 14. yılı münasebetiyle Eliyau Hallio tarafından yaptırıldığı" yazılmıştır. Çarşının asıl adı "Passage Hallio"dur. Ancak girişinde her iki taraftaki aynalardan ötürü Aynalı Çarşı olarak ünlenmiştir. Çanakkale'nin meşhur Çanakkale Türküsü'nde de Aynalı Çarşı'nın adı geçmektedir.

Çanakkale Arkeoloji Müzesi
Çanakkale’de müzecilik çalışmaları, 1936 yılında bölgeden toplanan eski eserlerin Zafer Meydanı’ndaki eski bir kilise binasında depolanması ile başlamıştır. Daha sonra bu bina düzenlenerek müdürlük haline getirilmiş ve 1960 yılında ziyarete açılmıştır. 1984 yılında ise Atatürk Caddesi üzerinde inşa edilen yeni müze binasında hizmet verilmeye başlanmıştır. Müze bünyesinde prehistorik çağlardan günümüze kadar gelen süreç içerisinde yaşamış olan toplumların kültür ve sanat eserleri sergilenmektedir.
Müze teşhir salonlarında ağırlıklı olarak Troia, Assos, Apollon, Smintheion, Tenedos, Alexandreia Troas Örenyerleri ile Dardanos Tümülüsü kazılarından ele geçen arkeolojik eserler teşhir edilir. bunlar,mermer heykeller, mezar stelleri,mimari parçalar ile bronz ve pişmiş toprak-çanak-çömlekler, kandiller, heykelcikler ile taş ve kemik aletler ve cam süs eşyaları ile koku kapları ve altın takılardır. bunların yanında önemli eserler arasında sayabilen boyalı lahitlerden, Polyksena Lahti ile boyalı Pers dönemine ait lahit sergilenmektedir.

Çanakkale Çevresi
Assos
Tuzla Çayı ile deniz arasındaki volkanik bir tepe üzerindeki Assos kenti, Lesbos adasından gelen göçmenler tarafından M.Ö.6. yüzyılda kurulmuştur. Kent M.Ö. 6. yüzyılda Lydialıların egemeliği altındaydı. Yine bu yüzyılın sonunda tüm Troas Bölgesi gibi Assos'ta Frygia Satraplığının bir parçası olarak Pers yönetiminin eline geçti ve M.Ö.5.yüzyılda Atina Birliğine dahil oldu. Pers Kralı Artaxerxes'e karşı isyan eden Satrap Ariobarnazes M.Ö. 365'te Assos'ta yenildi. Daha sonra banker olan Eubolos yönetimi ele aldı, onun ardından mirasçısı hadım Hermias kentte söz sahibi oldu. Hermias aynı zamanda, Platon'un öğrencisiydi. Kent M.Ö.241-133 tarihleri arasında Bergama Krallığına dahil oldu. Sonra ise birçok Anadolu kenti gibi M.Ö.133'te Attalos'un vasiyeti üzerine Romalıların hakimiyet alanına dahil edildi. 

Truva
Troya veya eski adıyla Truva Homeros tarafından yazıldığı sanılan iki manzum destandan biri olan İlyada'da bahsi geçen Troya savaşının geçtiği antik kent. Antik İda Dağı'nın (Kaz Dağı) eteklerinde, Çanakkale il sınırları içinde yer alır. 1870'lerde Alman amatör arkeolog Heinrich Schliemann tarafından Tevfikiye köyü civarında keşfedilen antik kentte çıkan eserler büyük oranda Türkiye, Almanya ve Rusyadadır. Antik kent, 1988 yılından beri Dünya Miras Listesinde, 1996 yılından beri de Milli Park statüsündedir.
İlk olarak Efes ve Milet antik kentleri gibi denize yakın olan kent, Çanakkale Boğazının güneyinde bir liman kenti olarak kurulmuştur. Zamanla Karamenderes nehrinin kent kıyılarına taşıdığı alüvyonlar nedeniyle denizden uzaklaşmış ve önemini yitirmişitir. Bu yüzden yaşanan doğal felaketler ve saldırılar sonrasında yeniden iskan edilmeyip, terk edilmiştir.
Troyalılar, Sardis kökenli Herakleid hanedanının yerine geçmiş ve Anadolu'yu 505 yıl boyunca Lidya krallığı Candaules (M.Ö. 735-718) dönemine dek yönetmişlerdir. İyonlar, Kimmerler, Frigyalılar, Miletliler onlardan sonra Anadolu'da yayılmış, ardından M.Ö. 546 yılında Pers istilası gelmiştir.
Troya antik kenti, Athena tapınağı ile özdeşleşmiştir. Pers egemenliği sırasında imparator I. Serhas çıktığı Yunanistan seferinde, Çanakkale Boğazını geçmeden önce kentte gelerek bu tapınağa kurban sunduğu, aynı şekilde Büyük İskenderinde Perslere karşı giriştiği mücadele sırasında kenti ziyaret ettiği ve zırhını Athena tapınağına bağışladığı tahrihsel kaynaklarda belirtilir.
1871'de amatör arkeolog Heinrich Schliemann tarafından keşfedilen antik şehrin kalıntılarında, ilerleyen zamanlarda gerçekleştirilen kazılar sonucu, aynı yerde yedi kez -farklı dönemlerde- kent kurulduğu ve farklı dönemlere ait 33 katman olduğu saptanmıştır. Şehrin bu karmaşık tarihsel ve arkeolojik yapısı, daha kolay inceleyebilmek için kent tarihsel dönemlere göre sırayla roma rakamlarıyla ifade edilen 9 ana bölüme ayrılmıştır.

Behramkale
Günümüzde Behramkale veya Behramköy ismi ile tanınan Assos, Çanakkale ’nin 100 km. güneyinde olup, Ayvacık ’a uzaklığı 17 km.’dir. Edremit Körfesi ile Lesbos Adası’nın (Midilli) karşısında, bir volkanın eteğinde, Andezit Kayalıkları üzerinde kurulmuş, Antik Çağların önemli bir yerleşim merkezlerindendir. Aynı zamanda bir liman kenti olmasına karşılık deniz ile yerleşim alanı arasında 200m.lik seviye farkı bulunuyordu. Assos ’da yerleşmenin kesinlik kazanmaması ile birlikte Tunç Çağı’nda (M.Ö.3000-1200) burada yaşayanların olduğunu da arkeolojik çalışmalar ortaya koymuştur. 

Bozcaada
Bozcaada, Türkiye'nin 3. büyük adası olup Çanakkale iline bağlıdır. Adanın yüzölçümü 40 km², anakaraya uzaklığı 6 km'dir. Bozcaada, şaraplık üzümleri ve şaraplarıyla ünlüdür. Adanın büyük kısmı bağlarla kaplıdır. Ayazma plajı özellikle ince taneli, altın sarısı kumu, etrafındaki restoran ve kafeler nedeniyle kesinlikle adanın 1 numaralı plajıdır. Ayazma plajının dışında Habbele Koyu 'nda yer alan Mitos plajı ve Akvaryum ayrıca tercih edilebilir. Temmuz ayı içerisinde "Bağbozumu" şenlikleri yapılmaktadır. Ayrıca adanın oldukça görkemli kalesi görülmelidir. Bozcaada Türkiye'nin Rüzgar Enerjisi üretimi yapılan sayılı yerlerinden biridir. Rüzgar Gülleri'nin bulunduğu mevkii, özellikle gün batımında olağanüstü bir manzara sergilemektedir.

Gökçeada
Gökçeada, Çanakkale'nin bir ilçesi ve Türkiye'nin en büyük adasıdır. Ege Denizi'nin kuzeyinde, Saros Körfezi girişinde yer almaktadır. 91 km. kıyı şeridine sahiptir. Adanın batısında yer alan İncirburnu Türkiye'nin de en batı noktasını oluşturmaktadır. Ada'da yüzyıllar boyu zeytincilik gelenekselleşmiştir. Yaklaşık 200 bin zeytin ağacı mevcuttur. Son zamanlarda Gemlik tipi sofralık zeytin üretimi de yapılmaya başlanmıştır. Ada'da 600 yıllık zeytin ağaçları bile bulunmaktadır.Buyüzden adaya gittiğinizde doğal yapılmış ‘’Ada Zeytinyağı’’ndan almalısınız.Bunun yanında ev yapımı şarap ve zeytinyağdan yapılmış sabunlardan da almanızı da tavsiye ederiz.Ada da ege denizinin balıklarının en güzellerinin de tadına bakma imkanı bulabilirsiniz…
Coğrafya
İl topraklarının yarısından fazlası ormanlar ile kaplıdır. Ormanlar il topraklarının % 53.9'unu oluşturur. Ormanlık alanlar 536.964 hektar olup bunun 449.024 hektarı koru, 87.969 hektarı ise köylülere dağıtılan ve ticaret yapılan, kesilmeye hazır ormanlardır. Ormanlık arazinin yarısından fazlasını kızılçam ve meşe kaplar.
İlin kıyı ilçelerinde ve adalarda iklim hemen hemen aynıdır. Akdeniz iklimi ile Karadeniz iklimi arasında bir geçiş iklimin yaşandığı Çanakkale topraklarında iklim daha çok Akdeniz iklimine paralellik gösterir. İç bölgelerde denizden yükseklik artar ve bu nedenle kıyı bölgelere oranla aradaki sıcaklık ortalaması oldukça açılır. Yılın büyük bölümü hemen her ilçede rüzgârlı günler yaşanır.
Çanakkale'de önem arzeden bir su kütlesi bulunmaz. Gelibolu Yarımadası'nda Tuzla Gölü, Biga ilçesi sınırlarında Hoyrat Gölü ve Ece Gölü ile diğer ilçelerde yer alan bazı ufak baraj gölleri ve göletler vardır. Biga'ya bağlı Yeniçiftlik beldesinde yer alan yaklaşık 10,000 hektarlık Ece Gölü son bir kaç yıl içinde kurutularak tarıma uygun hâle getirilmeye çalışılmaktadır.
Çanakkale ilinin coğrafî olarak aslında 4 farklı su kütlesi ile kıyısı bulunur.

Diğer Bilgiler
Tarihçe
Eski çağlarda, Hellespontos ve Dardanelles olarak da adlandırılan ilde 3000 yıldan beri yerleşim olduğu bilinmektedir. Bugün bile kalıntıları bulunan Truva (Troia, Troy) Antik kenti M.Ö 2500 yılında büyük bir depremle yıkılmış ve bölge uzun yıllar Lidya'lılarca yönetilmiştir. Millattan önce 336 yılında bölgede en önemli güç hâline gelen Pers İmparatorluğu Helenizm'i tüm dünyaya yaymak amacındaki Büyük İskender Granikos Çayı (Biga Çayı) kıyılarında büyük bir bozguna uğratılmıştır. Osmanlı Devleti döneminde de Karesioğulları Beyliğinin yıkılması ile ilin bugünkü topraklarının büyük bir bölümü ele geçirilmiş, Bizans sayesinde ilin fethi daha da kolaylaşmış ve Boğazlar ile birlikte kontrol Osmanlı Devleti'ne geçmiştir.

Kültür
Çanakkale, binyıllar boyunca farklı toplumların egemenliğinde kalmış, gerek mimarisinde gerek yaşamda onlardan izler taşımaktadır. 70'li yıllardan itibaren ile yapılmaya başlayan ticarî yatırımlarla ildeki geleneksel toplum yapısı yerini hızla modernize olmuştur. Ticarî yatırımlarla ile ulaşım kolaylaşmış ve şehrin görünümünün değişmesi böylece başlamıştır. Bugün Çanakkale Türkiye'nin en modern çevrelerindendir. Geniş kaldırımları, temiz caddeleri, bakımlı binaları ile örnek bir şehirdir. Henüz altyapısı tam oturmamışsa da kültürel anlamda Çanakkale ili Türkiye'de önde gelen çevrelerdendir. Toplumda çekirdek aile yaygındır. Toplum,Göçmenler , Türkmenler, Pomaklar, Yörükler, Çerkezler ve az sayıda Boşnak'tan oluşur. Pomak ve Yörükler genelde tarım ile uğraşırlar. Bir Yörük kişisi ile Pomak farklı biçimde geleneksel giysiler giyer.
İl ve ilçe merkezlerinde büyük ölçüde modern giyim örnekleri benimsenmiştir. Kırsal kesimden gelen bayanlar, beyaz Yemenî adı verilen eşarp ve şalvar ile siyah naylonumsu kumaştan pardesü (ferace) giyerler, kırsal kesim erkeklerinde ise baskın giyim türü, pantolon, ceket ve kaskettir. Yörede erkeklerin şalvar giydiği pek görülmez. Yöre mutfağı ise birbirinden lezzetli tatlara sahiptir. Çanakkale mutfağını anlatacak kilit sözcükler; zeytinyağ, zeytin, sardalya, peynir helvası ve keşkektir. Adalar bağcılık ve şarapçılık konusunda başı çekmektedir.

Turizm
Çanakkale ile birçok ilçesi tarihî ve doğal güzellikler bakımından oldukça zengin olmasına rağmen, bölge olması gerekenden oldukça az turist çekmektedir. İl merkezinin çevresinde bulunan yerlerin hemen hemen heryeri sit alanı ilân edilmiştir. Çanakkale'nin büyüyememesinin asıl sebeplerinden biride budur. Birçok alan yerleşime kapalıdır.


Çanakkale'ye Ulaşım
OTOBÜS İLE  ÇANAKKALE’YE  ULAŞIM
Çanakkale İline Çanakkale Truva Turizm ,Köksallar Turizm, Alaşehir Turizm, Sahil Seyahat, Tatlıses Turizm, Elazığ Murat Turizm,Hatay Nur Turizm, Soma Seyahat, Hakiki Koç, Kamil Koç, Metro Turizm, Urfa Cesur, Hatay Sas Turizm, Nevşehir Turizm, Yoncakale Turizm, İstanbul Seyahat ,Seç Turim,Yeni Adana, Isparta Petrol ve Yonca Kale otubüs firması seferler düzenlemektedir. Bu otobüs fitmalarından Çanakkale Truva Turizm Firmasının İdari merkezi Çanakkale’dir.
Ankara – Çanakkale : 654 km , Güzergah: Ankara-Eskişehir-Bursa- Bandırma-Çanakkale
Bursa – Çanakkale : 272 km ,Güzergah: Bursa-Karacabey-Bandırma-Biga-Çanakkale
İstanbul – Çanakkale : 325 km , Güzergah: İstanbul-Tekirdağ-Gelibolu-Eceabat-Çanakkale
İzmir-Çanakkale : 320 km ,Güzergah: İzmir-Ayvalık-Ayvacık-Ezine-Çanakkale
İstanbul-Tekirdağ-Keşan güzergahından İl Merkezine gelmek isteyenlerin  Çanakkale Boğazından   Çanakkale’ye geçmeleri için değişik alternatif bulunmaktadır.

1. Altarnetif :Gelibolu İlçesinden  feribota binerek Çardak  Beldesine veya Lapseki İlçesine  (her ikisi de Anadolu Yakası’nda)’ye ulaşıp oradan karayolu ile 30 km sonra Çanakkale’ye ulaşabilirsiniz.
2.Alternatif : Gelibolu’dan sonra Avrupa Yakası’nda güneye doğru devam ederek Eceabat İlçesine gelerek  Eceabat İskelesinden kalkan Gestaş ‘a ait  Feribotlarla Çanakkale Merkez İskelesine veya Kepez Limanına  ulaşabilirsiniz.Ecebat -Çanakkale arası 25 dakika, Eceabat -Kepez arası yaklaşık 40 dakikadır.
3.Alternatif :Feribot kuyruğu çok uzun ise Eceabat İlçesinden biraz daha yol kat ederek Kilitbahir  motorlarla Çanakakle Merkez İskelesine 15 dakikada ulaşabilirsiniz.
Gestaş Feribot sefer tariflerini görmek için tıklayınız
Gestaş Feribor ücret tarifesini incelemek için tıklayınız

 Çanakkale haritası

 Nerede Kalırım ? 

ÇANAKKALE'DE KONAKLAMA ve Otel oda ücretleri için bakınız:





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder